Elif E. Bayraktar

Sonsuz Güzellikleri Sanatının İçinde Yaratan

Elif E. Bayraktar

…Her şeyi 'sapasağlam ve yerli yerinde yapan' Allah'ın sanatıdır (bu). Şüphesiz O, işlediklerinizden haberdardır. (Neml Suresi, 88)
 
Yeryüzündeki canlı ya da cansız her varlıkta sonsuz bir aklın, üstün bir ilmin kanıtlarına rastlarız. Kuşkusuz hepsi Yüce Allah'ın Alim isminin tecellileridir. Ancak yaratılmış tüm varlıklarda dikkat çeken çok önemli bir özellik daha vardır; özellikle detaylardaki muhteşem incelikte bir sanat… 

Allah'ın 'Sani' sıfatı, yarattığı her şeyde son derece estetik görünüm, kusursuzluk, ince ve benzersiz bir sanat olarak yansır. Rabbimiz birbirinden çok farklı canlılarda 'Sani' ismini yansıtacak detaylar var etmiştir. Bir kuşun kanadında, bir çiçeğin yapraklarında fosforlu renkler varken; bir kelebeğin kanatlarında çok farklı tonlarda yanardöner renkler yaratılmıştır. Birbirinden apayrı, hiçbir benzerliği bulunmayan milyonlarca muhteşem canlı, Yüce Allah’ın eşsiz, benzersiz ve bir örnek edinmeksizin yaratmasıdır…

Örneğin bedenimiz; kusursuz ve eksiksiz düzenlenmiştir. Tüm organlar olmaları gereken en uygun yerlerdedir, bazı organlar –göz, kalp, beyin gibi- korunaklı yerlere yerleştirilmişlerdir. İnsan vücudunda simetriyi sağlayan 'altın bir oran' vardır ve özellikle bu nedenle hoş bir görüntüye sahiptir. Ressamlar da tablolarında bu altın oranı kullanırlar. 

Allah farklı görünümlerde, ancak her biri son derece estetik olan eserlerini göz önüne sererek sanatındaki sonsuzluğu tüm insanlara gösterir. Dileseydi her canlı türünden yalnızca birkaç çeşit de yaratabilirdi. Çok fazla çeşit yaratarak insanları hayran bırakacak, gücünü kavratacak üstün yaratma sanatını sergiler. Ve insan, baktığı her yerde, her santimetrekarede bu sanatın örneklerini görür. Yüce Allah kusursuzca yaratandır.

Allah, insanı "en güzel surette" yaratmış, ona estetikten zevk almayı öğretmiştir. Bu sebepledir ki insan, hem güzel olanı sever, hem de yaptıklarının estetik bir yönü olsun ister. İnsan, canlıların içinde, ‘güzel’ kavramının bilincindeki tek varlıktır.

Kur’an’ın işaretleriyle, Allah’ın sanatıyla yarattığı estetik, güzellik ve inceliğe dair pek çok detay müminlerde istek uyandırır. Kur’an’ın haber verdiği gibi yeryüzündeki tüm incelik ve güzellikler, onları takdir edebilen, detaylarını görebilen inananlar içindir ve daha da mükemmelleri ahirette yalnız inananlara verilecektir. Var olan her güzellik, onu var edenin ürünüdür. Bu yüzden inanan insan güzellikten etkilenir, Rabbini hamd ile över, O’na şükreder ve gördüğü her güzellik Allah'a daha da yakınlaşmasına vesile olur.

Allah inanan kuluna imanından kaynaklanan bir güç verir. Temiz akıl, sanat gücü, derin perspektif, ruhtaki o coşkulu sevgi ruhu ve sanat anlayışı ile o da kendisini zenginleştirir.  

Tek bir hücreden tüm kâinata; her şeyde tek bir sanatçının, muhteşem bir gücün mührünü görüyoruz. Dolayısıyla gören insan kâinatın yoktan var edilmesine hayret eder, arılara, karıncalara, termitlere hayret eder, insanın gözünün yapısına, sesinin en kaliteli müzik aletinden daha güzel olmasına hayret eder. Kromozomların yapısındaki detaylara, proteinlerin vücut tarafından imal edilmesindeki ustalığa, kâinattaki harikalara, sürekli her şeye hayret eder. Allah'ın özel olarak bize verdiği bir nimet bu. Rabbimizin nefes kesecek bir sanatı var. 

Yaratılışı görür her insan ancak insanın takıldığı o kadar çok sebep zinciri var ki. Bu zincir müthiş bir ülfet ve alışkanlık meydana getiriyor ve insan aklı iptal oluyor bir anlamda. İşte bu gaflet. İnsan kendisini saran bu gaflet perdesinden dolayı Allah'ın sanatını göremeyecek hale geliyor. Sanatını çok detaylı ve girift yönleri ile gören insanın Allah’a sevgisi ve Allah'tan korkusu derin, şükrü sürekli oluyor.

Her detayda şükredilmesi gereken bir durum vardır. Mesela, Allah dileseydi hayat kaynağımız olan suyu, herkesin zevkle içebildiği bir tatta ve kokusuz yaratmazdı. Ayrıca yalnızca bir çeşit yiyecek yaratırdı, bu yiyeceğin tadı da zevk alacağımız gibi güzel olmayabilirdi. Ve yaşamak için bunu yemek zorunda kalabilirdik. Allah genelleme dahi yapılamayacak kadar çok yiyecek yaratmıştır biz kulları için…

Bir tahta parçasına benzeyen küçücük tohumdan, bu denli mükemmel ve çeşit çeşit meyvelerin çıkması, her tohumda ait olduğu bitkinin tüm özelliklerinin şifrelenmiş olması Allah’ın sanatçı sıfatıyla yarattığı ve üzerinde derin düşünülmesi gereken mucizelerdendir.

Allah’ın yaratması çok güzeldir. Örneğin, çiçeklere baktığımızda içimiz ferahlar. Bütün canlılık insana örnektir, ancak insan enaniyeti sebebiyle örnek almaz. Çok güzel bir insan  düşünelim mesela; güzelliğiyle övünen, büyüklenen… Bu güzelliği kendisi mi tasarlamıştır? Gözlerinin, burnunun, dudaklarının, kaşlarının yaratılmasında kendisinin bir rolü var mıdır?

Bu sorunun cevabı –düşünmeye dahi gerek yok- “Hayır” olacaktır. O güzelliğin sahibi, onu tasarlayandır; Yüce Allah’tır. Ve kibirlenmek anlamsızdır; yapmadığıyla övünür mü insan? Üstelik de Allah dilediği anda geri alabilecekken…

Yürürken bir duvarda boyalarla oluşturulmuş harika desenler görsek, bu desenler bir yelpaze görünümünde olsa ve aralarında göz desenleri bulunsa; bunların tesadüfen ortaya çıktığını düşünür müyüz? Sanat değeri olan ve insana haz veren bu desenlerin bir sanatçı tarafından bilinçli bir şekilde oraya resmedildiği açıktır. 

Peki, ya tüy desenlerinde çok özel ayarlanmış bir tasarım bulunan tavus kuşundaki sanat?.. Her resim ve desenin sanatçısının varlığını gösterdiği gibi, tavus kuşundaki desen de Yaratıcısının varlığını kanıtlar. Hiç şüphesiz tavus kuşunun tüylerinde ışığı farklı derecede yansıtarak renk değişimleri ortaya çıkaran tasarımı yapan ve onlardan muhteşem desenler çıkaran Allah'tır. Sanatçılar yetenekleriyle Allah'ın sanatını yalnızca kopya ederler.  O, sonsuz güzellikleri sanatının içinde kusursuzca yaratandır:
 
"O Allah ki, Yaratan'dır, (en güzel bir biçimde) kusursuzca var edendir, 'şekil ve suret' verendir. En güzel isimler O'nundur. Göklerde ve yerde olanların tümü O'nu tesbih etmektedir. O, Aziz, Hakimdir." (Haşr Suresi, 24)

Yazarın Diğer Yazıları